23 Ocak 2010 Cumartesi

SALDIRGAN ARILAR VE KARAKOVAN ÇİFTLİĞİ

Arılıgın içine giremedik ama karşıdan gördüğümüz kadarıyla çok değişik karakovan çeşiti vardı.



Saldırgan arıların hikayesi.




Otobanın kenarı ve karakovan kolleksiyoncusu. Arılık imkansızlıklardan olsa gerek evin yanı ve otabana cepe.

7 Ocak 2010 Perşembe

2010 OCAK AYINDA ARILARA BAKIN

İşten dönüşte çimenlere konup kalkamayan bir polen yüklü işçi arı.
Uzun süre parmagımdaki invert şurupbu almaya çalıştı. Gitmeyede niyeti yoktu zorla kovanına postaladım. Avucumun içine alıp nefesimle iyice ısıstıp uçurdum gitti.
Öğlen yemegini bu gün arılıkta geçirdim. Hava güzeldi ve karakovanada invert takviyesi gerekiyordu. Hacı efendi karakovanın invert şurubunu anaarı kutularına dagıtmış. Yeni şurup iki gündür hazırdu bu gün mudahale gerçekleştirildi. Arılık ise bahar gibiydi, sanki arılar kovanlarını tanıma uçuşu yapmaktaydı. Temizlik uçuşu desem olmaz çünkü kovan örtüleri üstünde hiç dışkılama gözükmüyor.
Polen akımı süperdi. Allahtan hayırlısı karakışın ortasındayız hava 18-20 derecelerde seyretmeye devam diyor.
Arılıktan, 2010 ocak 7 den görüntüler.

5 Ocak 2010 Salı

AFRİKALI CEMAL VE KEK TARİFİ


Ben biraz espiri yapmaya çalıştım ama arada kaynayıp gitti. Ne güzel evden kaçmışınız dırdır yok dedim, Nimet abide burada nedense herkes atıp tutuyor demekteydi.



Şimdi bu tariflerdeki duyduklarınızı sakın keklere katmayın.

Cemal abi bu sene 180 kovan arıdan 39 teneke çam balı almıştır. Demekki keke bir çok şey katmak ne kadar faydalı sonuçlar karşımızda.

Aziz Mumcu arkadaşımız için neler söyleyebiliriz, kendisi belkide benim bir turda yaptıgım kadar larva tranferi yapmamıştır hayatında. Fakat söylemlere baktıgınızda sanki amerikadaki meşur anaarıcı gibi konuşuyor, anaarı memeleri neredeyse bilardo sopası kadarlar::))

Bunları yazıp çizer ikin bu arkadaşlarımı kesinlikle kırmak ve aşagılamak için degil halimize bir bakın diye yazıyorum, karar sizin.

Zaten bir kaç kez araya girmeye çalıştım, kalabalıkta espiri arasında kaynayıp gitti. Söylemek istedigim ise şunlardı, arılar hayatlarını devam ettirmek için devamlı bala ihtiyaçları vardır, yavru üretebilmek içinde polen gerekiyor, eskiden poleni olmayan arılar kışı çıkaramaz deniyordu ama bu hadisede şimdilerde çürüdü, anlaşıldıki arılar poleni kendileri için degilde yavru üretebilmek için topluyorlarmış.



Ben söyleşi devam ederken dedimki, arkadaşlara zaten bu keke kattıklarınızı arı normal hayatında bakkal ve marketlerden temin etmekte. Hiç bakkal ve marketten pekmez, çeitleri yumurta sarısı, eczanelerden vitamin ve antibiyotik alan arılar görmedinizmi.==))

Ben ise bu kadar çok çeşit olmasada kek kullandığım ilk yıllarda ilaç katıyordum.

4 Ocak 2010 Pazartesi

BALKONDA OSKSALİK ASİD UYGULAMASI



Bu gün balkonda çok az arı uçuşu vardı tek tükde denebilir. Hava 7-8 dereceleri göstermekteydi. İki gün önceside Balkondaki saf karniyolu kontrol etmiştim bir haftadır anaarı birleştirme nedeniyle kafesteydi. İçindeki tek yavrulu çıtayı gene balkondaki anasız kalan kutuya verdim. Ayrıca bir kaç gün önce bu kovandan dışarıya kanatsız bir canlı arı atılmıştı. Tam zamanıdır diye hemen kaptırdık gitti. Serbest bıraktıktan sonrada bir daha yumurta atmadı. Bir kaç gün havalar soguyacak, 3-4 gün sonrası ise gene 18 leri gösteriyor. Bu fırsatı kaçırmmak için hemen oksalik asidi uyguladım. 2 Ocak 2010 günü arılıkta yaptıgım gözlemlerim ise çok ilginçti arılar yagmurlu oldugu halde su çekmeye çalışıyordu. Demekki yavru faliyetleri iyice hızlandı. Bu durum ise kovanlar için hiç iyi bir durum degil, bir iyi kış gelirse yandıkta diyebilirim. Bu gidişat hiç hayra alamet degil ama hayırlısı bakalım.



1 Ocak 2010 Cuma